28 Aralık 2012 Cuma

Güvenip Gevşemeyin M. Sâmi Ramazanoğlu

Güvenip Gevşemeyin M. Sâmi Ramazanoğlu 2012 - Aralık, Sayı: 322, Sayfa: 030 Allah Teâlâ buyuruyor: ÇO gün her bir kimse kazandığı ne ise onun karşılığını görecektir!È (Gâfir sûresi, 17) Bu âyet-i celîlenin beyanına göre, bu dünyada her bir kula az veya çok bir mühlet verilmiştir. Fakat hiç bir kul ihmal edilmemiştir. Bu sebepten dünyanın âlâyişi hiç bir mü’mini aldatmamalıdır. Ondan itaat ehlinin de, isyân ehlinin de nasibi vardır, fakat bu âhiretde üstünlük sebeblerinden değildir. “Âyetlerimizi yalanlayanları, hiç bilmeyecekleri yerden yavaş yavaş helâke götüreceğiz.” (A’raf sûresi, 182) âyet-i celîlesinin izahında Sehl bin Abdullah et-Tüsterî demişdir ki: ÇOnlara türlü nimetler vererek nimet günlerini uzatırız. O nimetlere şükrü de unuttururuz. Her bir nimete nâil oldukça nimete nazar ederler, nimeti vereni görmezler, bu hal içinde iken fenâ bulup giderler.È Bu âyet-i celîlenin izahında Ebû’l-Abbas bin Atâ da demişdir ki: ÇOnlar her bir hatâ işledikçe yeni bir nimet veririz. Biraz evvel işledikleri hatâ ve günâhdan istiğfar etmeyi unuttururuz.È Akıl sahibine gereken dünyânın alâyişi, süsü, zîneti ile aldanmamak ve Allah’dan gayrisi ile sevinmemektir. Çünkü O’ndan gayri ne varsa bâtıl ve zâildir. Zevâl bulan şeylere aldanmak ise kâmil akıl sahiblerine yaraşmaz. Allah’ın dünyâda âsîlere mühlet vermesinin hikmeti suâl olunursa denilir ki: Cenâb-ı Hakk’ın onları bir anda helâk etmeyişinin sebebi kullarına re’fet ve rahmetinin, afv u ihsânının büyüklüğünü gösterip ısyândakilere tevbe imkânı bulundurmak, tâatdakilerin de kendine bağlılığını, muhabbetini, artırmak ve Zâtı için, nimet vermek helâk etmek ve intikam almakdan daha sevimli olduğunu göstermekdir. Ateşi bunun için yaratmışdır. Bu hususda iki misâl vardır: Meselâ ağniyâdan birisi bütün memleketi yemeğe davet ediyor ve diyor ki: ÇZiyafetime her gelen ikrâm görür, gelmeyene ise bir şey yokdur.È Diğer birisi de şöyle söylüyor: ÇZiyâfete gelene sonsuz ikrâm vardır. Gelmeyene ise dayak ve hapis vardırÈ Bunu, cömerdliğinin kemâli görünmesi için yapar ki, birincisinin ikrâmından daha ileridir. Allah da kullarına: ÇAllah bütün kullarını Dârü’s-Selâm’a, (huzur, sükûnet, emniyyet, selâmet ve saadet yurduna) davet ediyor!È (Yunus sûresi, 25) kavl-i kerîmiyle davet çıkarmışdır. İbrahim -aleyhisselâm- bu davete icâbetde hiç gecikme göstermemiş, Rabbi ona ÇKendini Allah’a teslim et!È der demez: ÇTeslim oldum âlemlerin RabbınaÈ deyivermişdir. * * * Rivâyet edildi ki, ÇÖnce en yakın akrabalarını uyarÈ (Şuara sûresi, 214) âyeti nâzil olduğu zaman Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- yakınlarını topladı onları uyararak şöyle dedi: Ğ ÇEy Ka’b b. Lüey oğulları! kendinizi ateşten kurtarınız, ey Mürre b. Ka’b oğulları! kendinizi ateşten kurtarınız’, ey Abd-i Şems oğulları! kendinizi ateşten koruyunuz, ey Hâşim oğulları! kendinizi ateşten koruyunuz! ey Abdu’l-Muttalib oğulları, nefsinizi ateşten koruyunuz, ey Fatıma! Sen de nefsini âteşten koru. Zirâ ben senin için Allah’tan hiç bir şeye mâlik değilim.È Yâni Allah size azab etmek isterse âhiretde sizden bir belâyı kaldırmaya gücüm yetmez. Ben ancak, Allah’ın bana izin verdiği kimseler hakkında şefaatçi olacağım. Allah da, azâb etmeyi dilemediği kimseler hakkında ancak bana izin verecektir. Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- yakınlıklarına, güvenip, gevşemesinler diye akrabalarını îman ve-amele teşvik için, böyle buyurdu. O halde mutlaka vasiyet gerektiği gibi din babında da sakındırmak îcab eder. Zirâ insan, şer ehline yaklaştıkça onların ahlakıyla ahlaklanacağından korkulur. Kişi, şerliler gibi davranmaya başlayınca, bu temâyül onu cehennem çukurunun içine çeker. www.imanehli.blogspot.de Ramazanoğlu Mahmud Sâmi, Bakara Sûresi Tefsiri, s. 193-198 alintidir..www.altinoluk.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum Formu İletisi